HER GÜN SEÇİM OLSA

Her gün seçim olsa, bir bayram günü gibi, düğün havası esiyor. Hükümet hiç ağzına almadığı
öyle güzellikler yapıyor ki insanın hiç inanası gelmiyor. Bir yağlama, bir bağlama, bir güzelleme çekiyor'ki deme gitsin. Cezalar affediliyor, vergi faizleri silinip akla gelmedik göz boyama işleri gırla gidiyor.
Bu seçim bir garip, hiç seçim havası esmiyor, seçmende hiçbir heyecan yok. Seçmenin bütün
umutları ve gelecek hayalleri bitmiş, tükenmiş durumda. Herkes büyük bir değişiklik bekliyor, Yine bu iktidar alırsa halımız yaman diyenler çoğunlukta.
Cumhur ittifakı özellikle AKP halka seçim propagandası olarak ne diyecek doğrusu çok merak
ediyorum. Yolsuzluğu, yoksulluğu, açlığı, işsizliği düzeltip adaleti getireceğiz dediler, her şeyin tam tersi oldu. Alım gücü düştü, zenginlerin cebi şişti, vatandaşın imanı gevreyip, feleği şaştı. İktidarın seçim ayetleri din, iman, milliyetçilik, savaş ve yeni yalanlardan başka söyleyecek tek bir politikaları kesinlikle yok. Yunanistan a savaş naraları atıp, sıkıştıkça, gaz, petrol, bolibon çıkarıyorlar.
AKP ve MHP, HDP ye terörle arasına mesafe koymuyor, her türlü terörün içinde pisliğin içindeler diye veryansın ediyorlardı. Şimdi AKP ve MHP terörün ve gayrı meşru işlerin içinde debeleniyorlar.

Muhalefet iktidarın neredeyse tümünün ve özellikle İçişleri bakanının dünyanın en büyük uyuşturucu ticaretinin içinde olup, uyuşturucu baronlarıyla bakanın her gün boy, boy resimlerini yayımlıyor. Her yerden pislik fışkırıp, kötü kokular bütün ülkeyi sarıp, halkın iktidara karşı
güveni sıfır noktalarda. Cellâdına âşık olmuş bir kesim var ki, onlar tam gaz, ayakkabı yalamaya devam ediyorlar. Avrupa ve bütün dünyanın aç, ser, sefil, ortalıkta kaldığı yalanına kendileri inanmış birde milleti inandırma gayreti içersindeler.
MHP içine düştüğü son durumda, tamamen terörün içinde apaçık yüzüyor. Sinan Ateş cinayeti bütün Ülkü Ocakları ve MHP’Yİ sarmış durumda. Sinan Ateşin dayısı, katil mecliste diye MHP
Mersin milletvekilini işaret ediyor. MHP bütün mafya, uyuşturucu ve gayrı meşru işlerin içinde, Suriye savaşıyla savaşa giden ülkücüler MHP üst düzey yöneticilerin yanında bir şekilde görev almış durumdalar.

Şimdi bu durum CHP, HDP ya da başka bir muhalefet partisinde olsa idi, o partinin bütün
milletvekilinin fezlekeleri bir gecede hallolup, dokunulmazlıkları düşürülüp, derdest edilip kodesi
boylardı. Partiler kapatılır, Ülkü Ocakları gibi yakın bütün dernekler, hem kapatılır hem de hepsi ağır cezalarla cezalandırılırlardı. Kadın, uyuşturucu ticareti yapan, tecavüzcü, adam kaçırıp, adam öldüren, Polisin elinde mahkemeye giderken, parmaklarını üç hilal yapıp, vatan, millet narasıyla onurlu bir şekilde kendinden emin adımlarla, hiç yüzü kızarmadan gülerek gidiyor.

Bu ülkede çok garip işler oluyor, her şey tersine dönüyor, bu işlere sadece muhalifler şaşırıp
iktidar halen, ekonomi büyüdü, çağ atladık iha, siha, savaş uçakları vs diye üfürüp duruyor.

Bir zamanlar Filipinler diktatörü Marcos 20 yıl ülkeyi yoksulluğa düşürüp, dünyanın en zengin
insanları arasına girmişti. O da hep mağduru oynayıp, büyüdük, zenginleştik, şunu yaptık, bunu yaptık diye en renkli yalanları ve zorbalığı ile halkı yönetti.

Marcos ta sıkışınca icat çıkarır, gaz bulur ve bütün olumsuzlukları dış güçlere atardı. Özel uçağı ile Hawaii ye kaçtığında, 24 çanta külçe altın, mücevherler ve milyon dolarları vardı. Marcos ölünce eşi Marcos un cenazesini ülkeye getirdi ama onu hiçbir mezarlık dahi kabul etmedi. Eşi oturduğu evin bodrum katına gizlice gömdürdü, darısı bize.